17 Aralık 2014 Çarşamba

Lohusa Sendromu...

Sevgili Dogum yapacak anneler;

Oncelikle hepinize hayirli dogumlar olsun... Bu yolda isteyen, gonul veren, dua eden tum dostlarima Allahtan da hayirli evlat dilerim...

Gecmisten gunumuze kaos haline gelen, hamilelikten sonra yasanan ve israrla o psikolojiye sokulmaya calisilan Lohusa Sendromu & Depresyonundan bahsetmek istiyorum.

Ister Normal dogum, ister Sezeryan ile dogum olsun malesef cok siddetli yasanan bir durumdur. Benim kadar neseli, enerjisi yuksek, kimseye kulak asmayan bir kizi bile bu hale sokmaya calisan yakinlar, akrabalar, teyzeler, konusmalara sahit olan alakasiz insanlar...

Evlat sahibi olmak zaten genc yasta basli basina buyuk bir degisim. Guclu destek gerektiren bir hadisedir. Mutluluk ve huznu bir arada yasadigin bir donemdir. Bagimsiz gezerken, sadece hayatta kendini dusunurken bir anda senden baska hickimsesi olmayan bir insanin sana olan buyuk ihtiyaciyla karsi karsiyasin. Allah yoklugunu gostermesin.

Asil olay dogumdan sonra hastahaneden cikmayla baslar hatta belki coktan baslamistir bile... 

"ANNE SUTU" hakkinda evde calisan kadindan tutun anneannenizin arkadasina kadar herkes profesor... 

Lohusa depresyonu; doguma 5 kala alinan o dantelli, suslu, rahatsiz, kilo almis rahatsiz bir bedene giydirilmeye calisilan geceliklerle baslamaktadir. Ardindan hazirlanan saten, bol boncuklu, kaygan, ultra rahatsiz lohusa yatagi da cabasi...

Turkiye'de ozellikle 45+ teyzelerimiz sagolsun, beynimizde oyle bir yer edinmisler ki gece gunduz aklinda sutun var mi sorusu.. Sanane? Zaten hayatinin ilk deneyimini yasiyorsun, hayatimda tatmadigim bir gogus acisi, doyurma cabasi, uykusuzluk... 

Sanarsiniz herkes 2 sene emzirmis, bebege ne mama ne ek gida vermemisler... Her gelen de bir dogum hikayelerini anlatma çabasi... Anlatmayin! Cunku zaten nerdeyse 40 gun evden cikmayan yeni dogum yapmis bir lohusa var karsinizda, baska seylerden bahsedin. Onu eglendirmeye, kafasini dagitmaya yardimci olun. Ben simdi daha iyi anliyorum Lohusa'nin mezari neden 40 gun acik kalirmis.. Iste hep bu yuzden :)))

Sut az gelir, neden az geliyor diye sorar, sut cok gelir aman nazar deger kimse gormesin der, yat dinlen der sirtin dinlenmezse sut olmazmis, sanki uyumaya vakit varmis gibi! Surekli bir magnet durumundasin, banyo yapmaya dermanin kalmamis... Sütü sagarsin, ay bu kadar mi cikti?! Biz inek miyiz? Ne kadar ciksin isterdin?

Sutum cekildi dersin, ay cok erken emzirsen iyiydi. Yahu cekildi diyorum, emzirmeden mi kestim?! Sut guzel gelse, bebek emse ve aglasa derler ki bak bebek doymuyo sut verimsiz.. Anne bir inek degildir, her bebek kismeti kadar sut icer.. Neden hep soylenenin aksi savunulur???
Basima gelen bir olayi paylasiyim sizinle; bugun Noter'e gittim. Her zaman gittigim bir yer oldugu icin dediler ki hayirli olsun bebek dogdu mu?,evet iki ay oldu dedim. Orda yasli mi yasli bir kadin emziriyormusun dedi, dedim sutum cekildi malesef cok isterdim. Kadin dediki emzirsen iyiydi, kanser riskini azaltiyormus, gercekten cok tesekkur ederim icimi actiniz dedim. Ve bana bunu soyleyen kadin HIC EVLENMEMIS VE COCUGU YOK. 

Herkeste milyonlarca fikir masallah... Ne kadar sansliyiz tum akrabalar,yakinlar doktormus da haberimiz yokmus! 

Her gelene aciklama yapmaktan bikiyorsun. Mesela eger sut geliyorsa ancak sut yapan urunlerle sutun kalitesini arttirabilirsin; borek, kisir, pastayla degil; sut gelmeyecekse de istersen 1 sene organik beslen gene de gelmez bu yapisal bir durumdur....

Depresyon sebebi sadece sut degil tabi, kac kilo aldin, kac kilo verdin, mama ne veriyosun, neden veriyosun, ne zaman yikiyosun, neden yikamiyosun... Allah'a bin sukur bu surecte yanimda kapi gibi annem vardi, hep destek oldu, ve kendi bildigimiz dogrularla devam ediyoruz...

Bu hassas donemde, kendinizi negatif yorumlardan ve insanlardan, sorulara cevap vermeye calismaktan uzak tutun. Gecenizin gunduzune karistigi bu surecte, ne yasiyorsaniz pozitife cevirin, kimse sizin evde nasil bir ortamda ne tur bir bebekle yasadiginizi bilemez. 

Ha organik beslenmeye gelince; genelde istanbul'da yasayan insanlar icin yaziyorum, tek bir agac bile bulunmayan ortamlarimizda, bu denli kirli olan havayi solurken, Hal'in Manav'in bile organik diye sattigi meyve ve sebzelerin hangi GDO'lu tohumlardan döllendigini dusunurken varsin buyursun guvenip alsin organik besleniyorum diyenler marketlerden bir omur boyu buyuk sehirlerde basarabilecekse...

Ufacik enerjilerimizi, dusuk enerjisi olan insanlar icin tuketmeyelim...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder